Bilim, akıl ve çağdaşlık yolunda ilerleyen ülkeler ile dogmaları ön planda tutan, insan haklarını baskılayan ve toplumu istediği yönde değiştirmeye, dönüştürmeye çalışan toplumlar arasındaki fark giderek açılıyor.
Bilim, akıl ve çağdaşlık yolunda ilerleyen ülkeler ile dogmaları ön planda tutan, insan haklarını baskılayan ve toplumu istediği yönde değiştirmeye, dönüştürmeye çalışan toplumlar arasındaki fark giderek açılıyor.
Son 50 yılda, dünyamız hiç bu kadar ayrışmadı, kamplaşmadı.
Taksim Gezi Parkında başlayan, önce tüm İstanbul'a, Ankara'ya, İzmir'e, Eskişehir'e ve diğer illerimize yayılan bu toplumsal hareket, doğayı koruma hareketinin çok önüne geçmiş ve son yıllarda yaşananlara çığ gibi büyüyen bir tepki haline gelmiştir. Bu direniş, Türk Tarihine damgasını vuracak boyuta ulaşan toplumsal bir uyanışa dönüşmüştür. Yaşadığımız olayların; toplumumuzda bazı duyarlılıkların gözardı edilmesine, herkesi kavraması gereken bir yönetim anlayışının yerine bazı ideolojilerin gözetildiği projelerin yarattığı baskılara bir tepki olduğu inancındayız. İnsanların temel hak ve özgürlüklerine yönelik yapılan kısıtlamalar ve baskıların giderek arttığı bu sıkıntılı günlerde, sesini duyurmaya çalışan bir avuç çevreciye yönelik uygulanan şiddet karşısında, Türk Ulusu sessiz kalmamıştır. Gerçekte bu mücadele sadece çevreci bir hareket değil, Cumhuriyet değerlerine sahip çıkan bir Ulusun uyanışıdır.
Özellikle görsel basının, ülkemizin birçok ilinde yüzbinlerce yurttaşımızın katılımıyla çığ gibi büyüyen bu kadar büyük çaplı bir olayı görmezden gelmesi işi çığırından çıkarmıştır. Sosyal medyada yapılan paylaşımlar sayesinde bu kadar insan bir araya gelmiş olmasına rağmen, toplumun internetten kopuk olan büyük kesimi olanlardan habersizdir, anlam verememekte, hatta tam tersini düşünerek 3-5 serserinin işi olarak görmektedir.
Gelinen bu noktadan sonra soğukkanlı ve sağduyulu davranmak, kışkırtıcı davranışlara ve bu davranışları yapanlara göz yummamak ve mesleğimizin gereklerini yerine getirmek çok büyük önem taşımaktadır. Bize yakışan budur. Bu olumsuz süreci tersine çevirecek en önemli unsurun bilim ve eğitimi öne çıkararak, insanın en önemli değer olarak olarak görülmesini hedeflemek olduğunu düşünüyoruz.
İnsan haklarının temel alındığı, çağdaş bir hukuk anlayışın ön planda olduğu günlere özlemimiz giderek artıyor. Bilim insanları olarak akılcı yollar için hepimize görev düştüğü inancındayız.
Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği olarak hükümetten beklentimiz, gerginliği körükleyici açıklamalardan vazgeçip, sağduyulu açıklamalarla toplumu rahatlatması, orantısız güç kullanımına izin vermemesi, güç kullananların durdurulması ve kullananların tespit edilerek cezalandırılmasıdır.
Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği