Burada amaç, fazla cildi çıkartırken, göz kapağını çok da fazla çukurlaştırmamak. Eski anlayış biraz daha farklıydı ve göz kapaklarından çok fazla doku çıkartılıyordu, bu da göz kapağında aşırı çukurlaşmaya neden oluyordu. Şimdi ise tam tersine, eğer üst göz kapağında çukurlaşma oluşmuş durumdaysa, vücudun başka bir yerinden alınan kas dokusunu enjekte ederek, bölgenin daha dolgun ve genç bir görünüm kazanmasını sağlıyoruz. Küçük çocuklara dikkat ederseniz, göz kapaklarının çok dolgun ve etli olduğunu fark edersiniz; aslında genç görünüm de budur. Özetle diyebiliriz ki, eskiden olduğu gibi doku çıkartıcı değil, aksine doku ekleyici ve dolgunlaştırıcı ameliyatları tercih ediyoruz. Burada da en çok yağ dokusunu kullanıyoruz; yağ dokusunu bazı işlemlerden geçirerek vücutta gerekli bölgelere tekrar yerleştiriyoruz. Bu ameliyatlarda göz kapaklarında bir düşüklük veya asimetri varsa onu düzeltiyoruz, kaşak yönelik bir düşüklük var ise genelde saç içerisinden girerek kaş kaldırma işlemi yapıyoruz. Alt göz kapağı ameliyatlarında ise ya kapaktan girerek, ya da kirpik altına yapılan bir kesik ile alt kapağa ve yanağa ulaşıyoruz. Burada öncelikle yağ fıtıklaşması dediğimiz göz altındaki yağ torbalarını alıyoruz. Bunları atmıyoruz ve yine göz altındaki çukuru doldurmakta kullanıyoruz. Vücuttan aldığımız yağı da saflaştırarak, orta yüzdeki yağ kalbini bununla dolduruyoruz ve daha sonra da çeşitli tekniklerle yanağı yukarıya kaldırıyoruz. Böylece hem zaman içerisinde ortaya çıkmış olan yumuşak doku kaybını yerine koymuş oluyoruz, hem de yerçekimiyle oluşmuş olan aşağı kayma ve düşmeyi yukarı çekmiş oluyoruz. Bunları yaparken asla aşırıya kaçmamak, hastayı olduğundan farklı bir bireye çevirmemek önemli çünkü bu tip zorlamalarda komplikasyonlar ve istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabiliyor. O nedenle göz kapağı cerrahisi son derece ehil hekimlerin ve plastik cerrahların elinde yapılması gereken önemli operasyonları içeriyor diyebiliriz. Bir takım farklı branşlardan da bu operasyonları yapmaya çalışanlar oluyor ancak göz kapağı cerrahisi hata affetmeyen bir cerrahi olduğu için mutlaka ehliyetli ve bir estetik bilinci, anlayışı ve kaygısı olan hekimler tarafından yapılması son derece önemli, ki bu şekilde yetiştirilen tek grup da plastik cerrahlardır.